19 Ağustos 2014 Salı

Cumhuriyet Dönemi Gezi Rotası (2. Bölüm)

"Mustafa Kemal" Namık İsmail

İlk bölümde bahsettiğim gibi cumhuriyetten sonra Ankara'nın imarı Yenişehir'e doğru kaydığı için şimdiki Atatürk Bulvarı ve çevresi önem kazanmıştır. Biz de Ulus meydanından aşağı doğru eski Bankalar Caddesi'nde ilerlemeye devam ediyoruz. Birkaç bina sonra karşımıza Birinci Ulusal Mimari Akım'ın en güzel yapılarından biri olan Ziraat Bankası çıkıyor. Evim Etlik'te olduğundan merkeze giderken sürekli bu binanın önünden geçer ve her seferinde hayranlıkla izlerim. Gece ayrı gündüz ayrı bir çekiliği vardır.

Vitraydan detay
Ancak bu bina en merkezi konumda olmasına rağmen belki de en az ziyaret edilen yerdir. Çünkü binanın içinde müze olduğuna dair hiçbir tabela yoktur. İlk başta "bir banka müzesinde ne olabilir ki, hem sıkıcıdır da" demeyin, belki de bu gezi rotasındaki en güzel müze Ziraat Bankası Müzesidir. Müzeyi ziyarete geldiğimizi söylediğimizde, çok az ziyaretçisi olduğundan, görevliler biraz şaşırıyor, ardından diğer müzelerde olmayan bir konukseverlikle davranıyorlar. Müzeyi gezmeye başladığımızda geldiğimizi duyan bir çalışan gelip bizzat bize rehberlik yaptı. Tabi bu bizi çok şaşırttı ve mutlu etti. Bize müzedeki eserleri anlatmanın yanında, sanat tarihinden, Türkiye'nin ekonomik-sosyal durumundan, binanın mimarisinden ayrıntılarıyla bahsetti. Ziraat Bankası şuan klasik bir banka gibi hareket etse de yenilikçi Mithat Paşa'nın kurduğu o ilk dönemlerinde çok daha sosyal amaçlı işleyen bir bankaymış. Toplumun eksik olan yanlarını gidermek için kültür-sanat, kitap, spor, piyango gibi birçok konuda etkinlikler düzenlemiş, sponsorluklar yapmış. Memleket Sandıkları olarak ilk kurulduğu dönemdeki amacı da büyük çoğunluğu tarım çalışanı olan toplum bireylerine maddi yardım sağlamak. Müzede birbirinden güzel tabloların olması da ayrı ilgi çekici bir durum. Cumhuriyetle birlikte Mustafa Kemal Atatürk birçok konuda olduğu gibi sanatın da gelişmesi için girişimlerde bulunmuş, özellikle bu gibi kurumları sanata önem vermeleri konusunda teşvik etmiştir. Bankalar şubelerine tablolar asmış, toplumu yansıtmış ve bu da halkın ilgisini çekmiş. En muhteşem eserlerden birisi de, 1929 yılında tamamlanan bu bina Ankara Ziraat Bankası Şubesi iken, İbrahim Çallı'ya ait Harman isimli tablodur.

Müze girişi ücretsiz.
Hafta içi her gün 09.00-17.00


"Harman" İbrahim Çallı
Memleket Sandıkları "Her şey bununla başladı"




Ziraat Bankası'nın hemen karşısında eski Tekel Binası şimdiki Yunus Emre Enstitüsü, birkaç bina altında da şuan Garanti Bankası olan eski Osmanlı Bankası bulunuyor. Osmanlı Bankasın'dan sağa dönüp 100 metre kadar ilerlediğinizde de meşhur Evkaf Apartmanı var. Bu apartman şuanda Küçük Tiyatro'ya ve Oda Tiyatrosu'na ev sahipliği yapıyor. Zamanında Orhan Veli Kanık, Ahmet Hamdi Tanpınar burada ikamet etmiş. Böyle bir apartmanda kalmanın duygusunu içinde bulunduğumuz estetik anlayışından yoksun, kullan at kültürü ile şekillenen tüketim toplumu yüzünden asla yaşayamayacağımız kesin.

Eski Bankalar Caddesi ve Tekel Binası
Solda Eski PTT

Yunus Emre Enstitüsü

Evkaf Apartmanı


Eski Osmanlı Bankası
PTT Pul Müzesi
Tekel binasının altında ise henüz yeni açılan Pul Müzesi bulunuyor. Açıkçası müze beklediğimden daha modern dizayn edilmiş. Ayrıca ücretsiz olarak sesli anlatım da alabilirsiniz. Osmanlı'dan başlayan Türk postacılık faaliyetlerinde kullanılan araç-gereçler ile başlayıp, bizim kullandığımız (tarih sırası ve tematik olarak) ve bazı yabancı ülkelerde kullanılmış pullar sergileniyor. Filateli (bir nevi pul bilimi) tıpkı nümizmatik gibi önemlidir. Çünkü eski sikkeler nasıl döneminin ekonomisini, değerlerini bize anlatıyorsa pullar da döneminin önemli olaylarını, gelişmelerini gösterir. Bundan dolayı gezerken bazı pulları büyüteçle uzun uzun incelemek isteyebilirsiniz. Osmanlı'nın ilk pulu 1863 yılında basılmış. Osmanlı pullarının üstünde genelde Viyana Baskısı, Londra Baskısı denmesi o dönem sanayinin olmamasından kaynaklanıyor. Ayrıca en çok hoşuma giden ise müzenin alt katının çocuklara ayrılmış eğitici bir yer olması.

Müze girişi ücretsiz.
Hafta içi her gün 09.00-17.00




Pul Basım Makinası














Pul Müzesi'nden çıkıp Kızılay tarafına doğru devam ediyoruz. Sağımızda bir zamanlar bataklık olan Gençlik Parkı bulunuyor. Biraz ilerisinde ise eski Sergi Evi olan şuan Büyük Tiyatro'nun içinde bulunduğu Opera binası bulunmakta. Ankara tiyatro seyircisi olarak oldukça zengin olmasına karşın sahne olarak kıt. Bizler de sahnelendikten iki gün sonra oyunda bacak göründü diye sansürlenen, "tiyatro bahçesinde silahlı çatışma" adlı oldukça gerçekçi toplumun ne kadar yozlaştığını anlatan oyunlar ile idare etmeye çalışıyoruz.


Buradaki köprüden direk Resim Heykel Müzesi'ne geçiyoruz, I. Ulusal Mimari Akım'ın bir başka güzel binası. Müzelerin(Resim Heykel ve Etnografya) olduğu yer önceleri Selçuklu zamanında yapılan bir mescidin bulunduğu, birçok din, askerlik uğurlama gibi törenlerin yapıldığı Namazgah tepesidir. Buranın altında bulunan Türk Hava Kurumu binası ve yanındaki(aralarında Numune yokuşu var) Kültür ve Turizm Bakanlığı binaları önceden Yahudi ve Hıristiyan mezarlığıymış. Demek ki filmlerdeki gibi her mezarlığın üstüne yapılan binalar "perili köşk" olmuyor. Resim Heykel Müzesi, Türk Ocağı olarak Hikmet Koyunoğlu tarafından yapılmış. O dönem burada Atatürk ilkeleri, cumhuriyetin önemi, kültür, tarih ve sanat hakkında gençlere dersler verilir, tartışmalar yapılırmış. Türk Ocağı da 1950'lerde başlayan süreç içerisinde tıpkı uçak fabrikalarının kapatılması, köy enstitülerinin, halk evlerinin kaldırılması gibi insanların aydınlanmasına yardımcı olan diğer birçok faaliyet gibi sonlandırılmıştır. Eğitim sistemimizin en komik yanı sorun olduğu düşünülen alanlara dair dersler koymak. Mesela araba kullanmasını mı bilmiyoruz, trafikte nasıl davranılacağından haberimiz mi yok "trafik", sanatta açık mı var, yeterli ilgi mi yok "resim" dersi koyalım da sorunlar çözülsün gibi bir anlayış hakim. Haliyle bunlar, diğerleri gibi, fazlasıyla sığ hiçbir yararı olmayan sadece kolay not alma ve vakit doldurma dersleri olarak kalıyor. O yüzden bu tür müzeler ayrıca önemli. Müzede klasisizm, oryantalizm, realizm ve modernizm etkisindeki Osman Hamdi Bey, İbrahim Çallı, Namık İsmail, Şeker Ahmet Paşa gibi önemli Türk ressamların eserleri bulunuyor.

Müze girişi ücretsiz.
Pazartesi hariç her gün 09.00-12.00 13.00-17.00

Resim Heykel Müzesi
"Silah Taciri" Osman Hamdi Bey

Resim Heykel Müzesi










İbrahim Çallı
Etnografya Müzesi
Resim Heykel Müzesi'nin hemen yanında daha çok Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünden Anıtkabir'in yapıldığı 1953 senesine kadar istirahatgahı olarak bilinen Etnografya Müzesi'ne geçiyoruz. Son dönemde yenilenen müze eskiye göre fazlasıyla kullanışlı duruma gelmiş. Burada Türk kültürüyle ilgili birçok önemli canlandırma ve eser bulunuyor. Oldukça zengin olan müze koleksiyonunda kıyafet, dokuma, işleme, oyma, çini, cam, silah, ahşap, takı ve yazma eserler bulunuyor. Kahveye olan düşkünlüğümden dolayı kahve koleksiyonuna ayrı ilgi gösterdim. Ayrıca en çok ilgimi çeken ise, Selçuk sanatında karşımıza çıkan ve Şamanizm'in yansımalarını gösteren, tavus kuşu ve ejderha motifleri bulunan ahşap eserler oldu.

Müze girişi 10 TL. MüzeKart geçerli. (MüzeKart yerine Maximum Kart kullanıyorsanız 2.5 saatte bir müze gezebileceğinizi unutmayın)
Kasım - 14 Nisan 08:30-17.00
15 Nisan - Ekim sonu 08.30-19.00
"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır.
Lakin Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."
Gazi Mustafa Kemal Atatürk

Kına Gecesi
Zeybek


Türk Kahvesi yapım ve sunum malzemeleri




Yazma Kuran-ı Kerim (750?)

Ejderha Motifi


Tavus Kuşu Motifi

Mühr-ü Süleyman Motifi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder