17 Ağustos 2014 Pazar

Cumhuriyet Dönemi Gezi Rotası (1. Bölüm)

Ankara'da ilk tren (1892)
Ankara'nın en hızlı büyüdüğü dönem kuşkusuz Kurtuluş Savaşı sırasında artan önemiyle birlikte başkent olmasından sonraya denk düşer. Osmanlı'nın son dönemlerine doğru, özellikle 1892'de ilk trenin Ankara'ya ulaşmasıyla birlikte, şehrin ana hattı Ulus meydanı ve çevresi ile İstasyon Caddesi iken cumhuriyetten sonra şehrin merkezi Kızılay'a doğru kaydırılması öngörülerek şimdiki Atatürk Bulvarı ve çevresi önem kazanmıştır. Bundan dolayı bu iki hat üzerinde bulunan yapılar bize 20. yüzyıl başlarından ortalarına kadar süregelen Ankara tarihi hakkında geniş çaplı bilgi verir. Aslında Ankara'nın Atatürk cumhuriyeti dönemi tarihi bilhassa Türkiye tarihidir. Çünkü meclis artık Ankara'dadır ve tüm yurdu etkileyen kararlar burada alınır.


Ankara - Cumhuriyet Gezi Rotası
Seçtiğim bu ilk rota dediğim gibi bize cumhuriyet dönemi mimarisi, Kurtuluş Savaşı, sanat, kültür ve küllerinden doğan bir milletin büyük atılımlarını gözler önüne seriyor. Türkiye'nin şahsen en güzel Birinci Ulusal Mimari Akım yapıları bu rota üzerindedir. Ki bunlardan en harikası Ziraat Bankası binasıdır. Bu mimari akım 1908-1930 yılları arasını kapsıyor ve bir nevi milliyetçi kimlik anlayışının ifadesidir. Selçuk ve Osmanlı mimari özellikleri, Türk motifleri artık çok daha ön planda. 

Müşteri alan bir otobüs
Rota yaklaşık 6-7 saat sürüyor. Yani eserleri güzel bir şekilde incelemek için bir gününüzü feda etmeniz gerekecek. Tavsiyem gündüz 10'da başlayarak 17.30 gibi geziyi sonlandırmanız. Çünkü daha geç başlarsanız müzelerin kapanış saatlerine dikkat etmeniz gerekecek. Ayrıca bazı müzeler öğle arasında da kapandığı için o arayı yemeğe ve dinlenmeye ayırmak en mantıklısı. Gezi sırasında en nefret edeceğiniz şey ise özellikle Ulus meydanındaki kalabalık ve iğrenç trafik. Bunun yanı sıra burası her türlü pisliğin olduğu bir bölge olduğu için dikkat etmek gerekiyor.

İlk durak uzak doğu mimarisi özellikleri taşıyan Kore Anıtı. Bu anıt 1973 yılında Kore Savaşı'nda(1950-53) şehit olan Türkler adına dikilmiş. Anıtın altında Kore'den getirilmiş toprak ve çevresinde Kore Savaşı'nda şehit düşmüş olan Türklerin isimleri yazıyor. O kadar uzaktaki bir savaşa katılmamızın sebebi ise ABD ile SSCB arasında yaşanan Soğuk Savaş'ta tarafımızı tam olarak belli etme ve bunun sonucu NATO'ya girme(1952), Marshall yardımlarından yararlanabilme gibi nedenler yatıyor.

Kore Anıtı
Bundan sonraki durak ise meşhur paraşüt kulesinin bulunduğu Türk Hava Kurumu Müzesi. Müzede Türk havacılık tarihi ile ilgili birçok kayda değer bilgi bulunuyor. Türk Hava Kurumu sayesinde Türkiye 1950'lerde motoruyla birlikte kendi uçağını üreten bir ülkeyken "siz üretmeyin biz size veririz" diyen ABD politikalar yüzünden uçak üretim fabrikaları kapatılmış ve dışa bağımlılığımızın en acı adımları atılmaya başlanmıştır. Bu fabrikalarda üretilen motorların prototipi ve uçakların fotoğrafları müzede mevcut.


Müze girişi ücretsiz.
1 Kasım - 31 Mart 09.00-18.00
1 Nisan - 30 Ekim 10.00-19.00



Türk Yapımı THK-15 Uçağı



Atatürk Konutu
THK Müzesi'nin karşısında Ankara garı bulunuyor. 1937'de tamamlanan büyük istasyon binasının yapımı sırasında buradan petrol çıkmış olması ilginç bir bilgi ancak akıbeti şuan bilinmiyor. Garın içinde Mustafa Kemal Atatürk'ün 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelişinden Kurtuluş Savaşı'nın sonuna dek karargah olarak kullandığı şuan Demiryolları Müzesi olan Direksiyon Binası bulunuyor. Yani bu bina Türk milletinin yeniden doğduğu, milli birlik şuuruna erişerek düşmana karşı koyduğu Milli Mücadele'ye tanıklık etmiş, çok önemli kararların alındığı bir merkez olmuştur. Ayrıca 1921'de Fransa ile yapılan Ankara Antlaşması da işte bu binada imzalanmıştır. Müzede demir yollarımızın gelişimini gerek fotoğraf, gerek mühür, bilet gibi kullanılmış materyaller ile görmek mümkün. Tren yolları yabancı sermayedarlar tarafından yapıldığı ve işletildiği için tabelalar, biletler de kendi dillerinde hazırlanmış. Zaten Ankara'ya tren gelmesinin sebebi de Almanya'nın Bağdat Demiryolu Projesi'nin bir parçası olmasından dolayı. Atatürk Konutu'nun hemen arkasında da Atatürk Vagonu görülebilir. Mustafa Kemal Atatürk bir dönem bu vagonda yurt gezileri yapmış, ölümünün ardından bu vagonla İstanbul'dan Ankara'ya nakledilmiş. Biz gittiğimizde maalesef öğle arasına denk geldiğimizden dolayı içlerini fotoğraflayamadık. Yine de telefonumda daha önce gittiğim zaman çektiğim birkaç fotoğrafı bulabildim.



Atatürk Konutu ve Demiryolları Müzesi girişi ücretsiz.
Yalnızca hafta içi 09.00-12.00 13.00-17.00
Atatürk Vagonu ise onar kişilik gruplara yine aynı zaman dilimlerinde açılmaktadır.


Ankara Garı
Chimera (Anadolu Medeniyetler Müzesi)
İstasyondan Ulus meydanına doğru yürümeye devam ediyoruz. İstasyonun tam önünde benim de hoşuma giden ilginç bir heykel var: İsmi Miras. Bu heykelin özelliği aslında adında belirtilmiş. Ankara, Hititler için özellikle askeri üs olarak, önemli bir merkez konumunda. Belediye ambleminde(şuan kullanılan amblemi mahkeme iptal etmişti ancak belediyemiz yasa işlemez bir statüye sahip), Sıhhiye Meydan'ında Hitit Güneş Kursu'nun bulunma sebebi de bu. İşte bu heykel de Hitit mitolojisindeki Chimera adlı aslan başlı, kartal kanatlı, yılan kuyruklu bir keçiye binmiş Nasreddin Hoca'yı temsil ediyor. Yani geçmişten günümüze barındırdığımız tarihin bir harmanı.


İstasyon Caddesi
İstasyon Caddesi
10 dakikalık yürüyüşün ardından II. TBMM'ye (Cumhuriyet Müzesi) varıyoruz. 1924'te artık küçük gelen I. TBMM'nin görevini üstlenmiş ve 1960'a kadar hizmet vermiştir. Çağdaşlaşma yolunda birçok adımın atıldığı Türkiye'nin ilk çok partili sisteme geçişi burada olmuştur. İçeride, ilk üç cumhurbaşkanına ait kişisel eşyalar bulunan odalar, genel kurul toplantı salonu ve devrimleri fotoğraflarla anlatan yazılar bulunmakta. Her zamanki gibi Mustafa Kemal Atatürk'ün kıyafetlerini görünce ne kadar şık bir giyimi olduğu gözümüze çarpıyor. II. TBMM'nin hemen karşısında Ankara'daki otel sorununu çözmek için yapılan Ankara Palas bulunuyor.

Müze girişi 5 TL. MüzeKart geçerli.
Pazartesi günü kapalı.
08.45-18.45

Ankara Palas

II. TBMM (Cumhuriyet Müzesi)
Nutuk






II. TBMM'nin yanında da 23 Nisan 1920'de açılmış, aynı zamanda Kurtuluş Savaşı Müzesi olarak da geçen, I. TBMM bulunuyor. Aslında bu bina İttihat ve Terakki Cemiyeti kulüp binası olarak yapılıyormuş ancak henüz bitmeden meclis yapılmasına karar verilmiş. Ankara halkının özverili çalışması ve yardımı ile de tamamlanmış. Bu müze manevi değerinden dolayı daha etkileyici. O zorlu savaş şartlarında, düşman Polatlı'ya kadar geldiğinde bile bu meclis faal durumdaydı. Zaten içine girdiğinizde oldukça daraltıcı ve kalabalıklaştığında kargaşaya müsait bir his veriyor. Ayrıca Lozan Antlaşması'nın imzalandığı masa da bu müzeye getirilmiş. 

Müze giriş ücreti 1 TL. Öğrenci ücretsiz. Ayrıca MüzeKart geçmiyor.
Pazartesi günü kapalı.
Kışın 09.00-12.00 13.00-17.00
Yazın 09.00-12.30 13.30-17.00


I. TBMM (Kurtuluş Savaşı Müzesi)

I. TBMM (Kurtuluş Savaşı Müzesi) ve Angaralı
I. TBMM zaten meşhur Ankara Zafer Anıtı'nın bulunduğu Ulus meydanında. Bu meydanın ortasından ana yol geçmesi en büyük talihsizliklerinden birisi. O kadar karman çorman bir havası var ki insan buraya gelmeyi sırf bu yüzden istemeyebilir. Halbuki böyle önemli meydanlardan geçen trafiğin ağırlığı başka yollara aktarılsa oradan da tek tük araç geçse çok daha ferah bir havası olacağı kesin. Zafer Anıtı'nın altında otopark olduğunu öğrenince şaşırmıştım nedense ve eski fotoğraflardan da anlaşılacağa üzere ilk yapıldığı yer Sümerbank binasının önüne düşüyor. 1927 yılında Viyana'da yapılarak parça parça getirilen heykel aslında Türkiye'deki bakış açısının değişmesinin bir göstergesi. Önceleri günah sayıldığı için yasaklanan heykel sanatı işte bu sokaklarda, meydanlarda doğmaya başlıyor. Genellikle de halkın daha hoş karşılayacağı düşünüldüğü için öncelikle Mustafa Kemal Atatürk'ün bulunduğu heykeller yapılıyor. Meydandaki diğer önemli yapılar ise İş Bankası ve Sümerbank binaları. İş Bankası binası Ziraat Bankası, Osmanlı Bankası ve İstiklal Caddesi'ndeki gotik mimari özelliklere sahip St. Antuan Katolik Kilisesi'nin de mimarı olan İtalyan Giulio Mongeri tarafından yapılmıştır. Mongeri aynı zamanda Etnoğrafya Müzesi ve Türk Ocağı olarak yapılan Resim Heykel Müzesi'nin mimarı Arif Hikmet Koyunoğlu'nun da hocası.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder