23 Temmuz 2014 Çarşamba

Sonsuzluğa Uzanan Işık: Anıtkabir



Ankara denince akla gelen ilk yer kesinlikle Anıtkabirdir. Sırf Anıtkabir'i ziyaret etmek için bile her sene binlerce kişi Ankara'ya gelir. Benim de gitmekten en çok hoşlandığım, gelen tanıdıklarımı götürmekten ayrıca zevk aldığım bir yerdir Anıtkabir. Geceleri sarı ışığıyla manzaranın incisidir adeta. Gezerken insanın tüyleri diken diken olur. Böyle bir lidere sahip olmanın gururunu yaşar, minnet duyar her şeyini kaybetmek pahasına milleti için yaptığı fedakarlıklara, duygulanır, gözleri dolar hasretle. Ama bir yandan umutlanır ve en önemlisi güç bulur kendinde her zaman daha iyisini yapabilmek için. İnsanlık tarihinin en başından günümüze kadar sürüp gelen bir gelenek olarak en önemli, en kutsal yapılar şehrin en tepe ve özel noktasına yapılır. Anıtkabir de bu geleneğe benzer olarak Ankara'nın merkezindeki önemli tepelerinden birine, Rasattepe'ye yapılmıştır. Peki Mustafa Kemal Atatürk kutsal mıdır? Kutsallık doğa üstü mucizeler gerçekleştirmek ya da tapılacak bir şey demek değildir sadece. Günümüzün kutsallık anlayışı bir şeyin çok önemli olduğunu gösterir, bunun neticesinde: Evet Mustafa Kemal bizler için kutsaldır. Yıkılan bir imparatorluğun küllerinden yeni bir ülkenin doğmasına öncülük etmiştir. 10 yıldır savaştan savaşa koşmaktan yorulmuş, güneyi Fransız ve İtalyan, doğusu Ermeni, boğazları İngiliz, batısı Yunan işgali altındaki insanlara umut ve güç kaynağı olmuştur. Elbette ki yaptığı yanlışlar, eleştirilmesi gereken davranışları da var ancak o günün koşullarını dikkate aldığımızda karşımıza sayısız övgüyü hak eden bir lider çıkar. Atatürk'ün beni en çok etkileyen, hayata bakış açımı şekillendiren iki özelliği vardır: İlki sonuna kadar mücadele etmeyi sürdürdüğü davasına olan inancı. Diğeri ise bu inancın temellini akılcı yollarla atarak hayallerden uzaklaşması, gerçekçi bir yol izlemesidir.



Anıtkabir'i özel günlerde ziyaret etmenin önemi bir başkadır ancak müzesini görmek için daha sakin bir günde gelmekte fayda var. Ayrıca nöbet değişim törenleri de izlenmeli. Müzede gezerken Mustafa Kemal Atatürk'ün kıyafetlerini, giyim kuşam takımlarını gördükçe şıklığına ve beyefendiliğine; Çanakkale Savaşı, Sakarya Meydan Muhaberesi ve Büyük Taarruz canlandırmalarını seyrettikçe iradesine, ileri görüşlülüğüne, dehasına; kütüphanesini inceledikçe bilgisine ve kültür birikimine hayran olmamak elde değil. Mustafa Kemal Atatürk hayatı boyunca yaklaşık 4 bin kitap okumuş. Bu da basit bir hesaplamayla neredeyse haftada 2 kitap eder. Çanakkale Savaşı sırasında bile arkadaşından sanat kitabı göndermesini istemesini, Büyük Taarruz'a birkaç gün kala Çalıkuşu'nu okuyup hakkında olumlu eleştirilerde bulunmasını düşününce pek de şaşılacak bir durum değil.



Mustafa Kemal Atatürk'ün naaşının bulunduğu yer ana yapının içindeki 32 tonluk mozolenin 7-8 metre altındadır. Atatürk vasiyetinde Türk bayrağının karşısına gömülmek istediğini söylemiştir. Bundan dolayı naaşın önünde bulunan pencere Anıtkabir'in müze bölümündeki en büyük penceredir ve tam karşısında Ankara Kalesi ve tepesinde dalgalanan Türk bayrağı vardır.
Geceler ne kadar karanlık olursa olsun, başımızı Rasat Tepe'ye kaldırınca, göğe vuran bir aydınlık göreceğiz...  (Bülent Ecevit, 1952)


Pek rastlanmayacak bir diğer bilgi ise Anıtkabir'de bayrak yalnızca 10 Kasım'da yarıya indirilir. Yani herhangi bir yas ilanında TBMM ve Anıtkabir'de bayraklar yarıya indirilmez. Ayrıca Anıtkabir'in hemen altında bulunan bazı cadde ve sokak isimleri birleştirildiğinde Mustafa Kemal Atatürk'ün "Ordular ilk hedef(iniz) Akdeniz ileri!" sözü ortaya çıkar.


6000 kişilik Atatürk portresi (26.8.14)
Müze girişi ücretsiz.
1 Şubat - 14 Mayıs  09.00 - 16.30
15 Mayıs - 31 Ekim 09.00 - 17.00
1 Kasım - 31 Ocak 09.00 - 16.00

Tam konum haritada.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder